Sayfalar

25 Mart 2015 Çarşamba

Kadınımın Şarkısı, Eda Tuzcalı [Kitap Yorumu]




Gönül rahatlığıyla okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap daha okudum, bitirdim... Kadınımın Şarkısı; adı bile güzel.

Kitap tam anlamıyla bir aşk romanıydı. Romantizmiyle, kıskançlık krizleriyle, karakterlerin arasında ki çekim ve tutkuyla dört dörtlük bir aşk romanıydı hem de.

Beni bu kitabı elime alıp okumaya iten ise şu cümle oldu; ''Eğer aşk cevapsa o halde soru neydi?''  Vay beh! İçim yanıyor arkadaş! :'( :-)

Yazarın kalemini beğendim. Aslında kitapta bazı yerler uzatılmıştı fakat yazar yaptığı araştırmalar ile (ki ben bir çok şeyi araştırdığına inanıyorum, okuyan anlar) süslemişti. Yazardan karakterine, karakterden biz okuyucuya duygu aktarımı çok çok iyiydi.  Bu yüzden uzatılmış yerler boğucu gelmiyor. Beş yüz sayfayı tek bir cümle atlamadan iki gün de okuduğuma göre, yazarın bu başarısını tebrik etmeliyim... :)) Üstelik gerçekçi olan sadece karakterler değildi;


ikilinin arasında ki o aşk öyle yoğun bir dille aktarılmış ki sanki elle tutulabilir gibiydi.


Kitap iki karakterin ağzından dönüşümlü olarak anlatılıyor. Ünlü Rock yıldızı Robert ile başarısıyle tanınan tiyatro oyuncusu Sea.
Robert, hayatını gözler önünde yaşamaya alıştığı kadar bu şekilde yaşamayı da seven bir adamdır. Tam bir Rock'çı. Karizmatik, seksi, içki ve kadınlarla gününü gün eden ama yüreği... O yüreği yok mu yüreği. Ah! ah! Hayran olduğumuz erkek tipi işte bayanlar. :-)
Sea ise inatçı, mükemmeliyertçi ve oldukça gizemli bir kadındır. Az da fallik değildi hani. :-)

İkilimiz daha kitabın en başından bir araya geliyor. Sea, Rob'un klip çekimlerinde oynayacak. Klip büyük bir yankı uyandırıyor. Sonra gelsin; turneler, televizyon programları, ödül geceleri. Masal gibi bir hayat. Masal gibi bir aşk.



Kitapta duygularını en iyi ifade edebilen karakter ise Sea değil Robert'ti. Bunun bu şekilde olmasını açıkçası ben daha çok beğendim. Hatta Robert görüp görebileceğiniz en romantik insan. Ona olan aşkını şarkı sözleri ile dile getiriyor. O sözler de her şey var; kıskançlığı, tutkusu, af dileyişi... Kendimden geçtim, iç çekiyorum. Kıskançlıkla. :-)
Fakat Rob'un tek isteği; Sea'nın yanında olması. Beni sev demiyor. Benim yanımda ol diyor. Bu adam Sea'nın sevgisini hiç mi hissedemiyor? Yoksa Sea bunu göstermeyi mi beceremiyor?
Zaman zaman bir kaşık su da boğasım geldi onları.



Siz birbirinize aitsiniz; Rosea!

Bu kitabı okurken kendinizi unutup, pembe hayaller kurmaya başlayacaksınız.

Eee, ne duruyorsunuz? :-)



2 yorum:

  1. Bende dün bitirdim ve şu bir gerçek ben Robert la daha çok bağ kurdum. Sean`yı kıskandığımı bu yüzden sinir olduğumu bir kenara koyarsam dahi Sea bana daha mesafeli ve mükemmel geldi. İnsanı insan yapan hata miktarı bu kadar az olmamalıydı bence =)
    Bunun dışında ay ben bu kitabı çok sevdiim =) Robert böyle klonlansa falan =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım yazarın başı sırf Robert yüzünden sıkıntıya girebilir. Her okuyan Robert'ı isteyeceği aşikar :D

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...